10 Mart 2014 Pazartesi

EN ZEHİRLİ HAYVANLAR


7-Dünya üzerindeki en zehirli kertenkele türüdür adı ''Holoderma Suspectum'' Türkiyede ''Gila Canvarı '' olarak bilinir.Amerikada yaşar. Isırığı tedavi edilmesse ölümcüldür.
60 santim uzunluğunda olabilen oldukça iri bir kertenkeledir. Küt burnuna, boncuk gibi küçük kara gözlerine ve tıknaz yapısına rağmen, çirkin sayılmaz. Derisine gömülü minik yuvarlak kemikler sebebiyle boncuklu gibi bir görünüşü vardır. Vücudu beyazımsı sarı veya pembe fon üzerinde enine siyah yollarla süslüdür.
Gila canavarı ağır hareket eder, fakat rahatsız edilecek olursa, birden döner ve kuyruğu çekilen öfkeli bir kedi gibi tıslayarak saldırıya geçer. Bununla beraber, onu ellerine almak akılsızlığım yapanların dışında az kişiyi ısırmaya muvaffak olur. Fakat Gila canavarı bir kere ısırmayı başardı mı çenelerini şaşılacak bir güçle kapatır. Isırış tarzı, kurbanlarını salıvermeyen buldok köpeklerininkine benzetilmiştir. Kurbanının etini çenelerin arasında hapseden Gila canavarı, kaslarını da çalıştırarak oluklu dişlerini saplar. Alt çenesindeki bezlerin salgıladığı zehir o zaman ağzına dolar ve yavaş yavaş dişlerindeki oluklara sızar. Gila canavarı bu işler olagelirken bütün gücüyle avına asılır.
Bu mekanizma ilkel olmakla beraber, tesirli ve özellikle küçük memeliler için öldürücüdür. Bu kertenkele daha çok yerde yuva yapan kuşların yumurtalarıyle beslenir. Ender hallerde küçük tavşanlarla başka kertenkeleleri de yer. Fakat bu gibi avlarını öldürmede zehirinden yararlandığı şüphelidir. Yılanlar yemeye niyetlendikleri avları yenmede zehiı dişlerini kullanırlar. Aynı zehir dişlerini kendilerini savunmada kullanmaları tesadüfidir. Buna karşılık; Gila canavartının zehiri, hayvanın avlanmasıyle ilgisi olmayan bir savunma mekanizmasıdır.
6-Dünyanın en zehirli örümceğidir.Adı ''Sydney Funnel'' dir. Türkiye'de Web Örümceği olarak bilinir
2-4 cm boyundadır.Avusturalyada yaşar.1 mg zehiri 10.000 fareyi öldürebilir.Zehiri(Atrocotoxin) bir insanı 1saat içinde öldürebilir.2 m zıplayabilir.

Bu örümcek toprağın 20 cm derinliğinde tünel yapılı yuvasının girişine huni şeklinde ağ örerek kendini belirler.Bu yüzden Sydney halkı tarafından Huni ağ Örümceği olarak ta adlandırılır… Ocak Mart ayları arası en tehlikeli olduğu aylardır.Sıcak günlerde ot yığınlarının arasına, özellikle bahçelere asılan çamaşırlara gizlendiği için büyük bir tehlike arz etmektedir.Sydney Funnel örümceğinin en tehlikeli özelliği ise düşmanı üzerine korkman saldırmasıdır… hatta 2 metre öteden zıplayabilen sadist psikopat kendi gibi gözü kara bir yapıya sahiptir. İnsanı soktuğu andan itibaren panzehiri mevcut olup 30 dakika içinde panzehir verilmezse insanı 1 saat içinde öldürecebilecek zehire sahiptir.Zehirinde Atracotoxin maddesi kaslarda ve eklemde ani kasılmalara yol açıp insanı istem dışı hareketlere sürüklemektedir..


5-Dünyanın en zehirli akrebidir.Ortadoğu'da yaşar.Adı ''Death Stalker'' dir.Türkiyede sarı akrep olarak bilinir.5-6 cm boyundadır.1 mg zehiri (Agitoxin) 15.000 fareyi ve 1 insanı bir saatte öldürebiecek güçtedir.
Bu tür Ehrenberg tarafından, 1828 yılında keşfedilmiştir. Yaşam alanları Afrika ( Cezayir, Çad, Mısır, Etiyopya, Libya, Mali, Nijer, Somali, Sudan, Tunus) ve Asya ( İran, Irak, İsrail, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Umman, Katar, Suudi Arabistan, Sina, Suriye, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen ) dır. Yaygın olarak "Death stalker" ismiyle tanınır. Buthidae ailesine mensuptur. Bu tür kurak ve yarı kurak bölgelerde çöllerde yaşar, 43 derece gibi yüksek sıcaklıklarda ve % 13 gibi düşük nem oranlarındaki bölgelerde bu türle karşılaşabilir. örnek verilecek olursa Sudan da 43.5 derece sıcaklık mevcut iken, israilde 38 derecelerde sıcaklık vardır ve bu tür bu bölgelerde yaşamaktadır. Türün genel görüntüsünden bahsedersek yetişkin bir Death stalker kuyrukla beraber 8-11 cm boya ulaşır. Genel olarak bacaklar ve kuyruk rengi sarı renktedir fakat gövdesi siyaha ve kahverengiye yakın yani daha koyu renklerdedir, genelde türü belli eden özellik kuyruğundaki iğnenin olduğu yer yani telson dan bir önceki segmentin siyah yada kahverengi renkte olmasıdır. Bu tür doğal hayatta gündüzleri çöllerde, kurak yerlerde kendi kazdıkları çukur yada kaya altlarında gizlenir geceleri ise ortalara çıkıp avlanmak için etrafı kolaçan ederler. Besin menülerinde genelde böcek çeşitleri ve ufak kertenkele türleri bulunur. Güçlü pedipalp yani kıskaçlarıyla avlarını yakalar ve kuyruklarındaki telson ucundaki iğne ile sokup felç eder yada öldürüp yerler. Beslenme şekilleri örümceklerdeki gibi avın sıvısını emerek gerçekleşir kalan kuru posa atılır. Bu türde diğer akrepler gibi kabuk değiştirerek büyür ve kopan organlarını yeniler. ömürleri ortalama 5-6 yıl kadardır. Bu tür ülkemizde Güney Doğu Anadolu bölgesinde karasal ve çöl iklimi hüküm süren illerimizde yaşamaktadır.
4-Dünyada bilinen en zehirli yılandır.Adı ''Inland Taipan'' dır.Bir ısırığındaki zehir,aynı anda 100 insanı öldürebilecek güçtedir.Avustralya'da yaşar. Kobradan 100 kat ve Kara Mambo yılanından ise 50 kat daha güçlü zehiri vardır.Zehiri 5 m uzaklıktan etkilidir.
Taipanelapidae ailesinden büyük, hızlı ve oldukça zehirli bir Avustralya yılanıdır. Cins adı Oxyuranus Yunancadaki oxys (sivri) ve oura (kuyruk) kelimelerinin birleşiminden oluşur.[1] Bir türü O. microlepidotus en ölümcülü olmamasına rağmen dünyada karada yaşayan yılanlar arasında en güçlü zehire sahip olanıdır.[2][3] Taipan ismi Donald Thompson[4] tarafından QueenslandAvustralya'daki Cape York Yarımadasındayaşayan Aborjin halkının kullandığı kelimeden sonra verildi.[1][5]
Taipanın bilinen üç türü vardır: kuzey Avustralya ve batı kıyı bölgelerinde bulunan kıyı taipanı (Oxyuranus scutellatus), daha az yaygın olan ve Alice Springs ve Uluru bölgesi dışındaki merkez bölgelerde bulunan inland taipan (Oxyuranus microlepidotus)[6] ve yakın zamanda keşfedilen üçüncü tür Oxyuranus temporalis.[7] Kıyı taipanının iki alt türü mevcuttur: Oxyuranus scutellatus scutellatus ve Papua Yeni Gine'nin güney kıyılarında bulunan Papua taipanı (Oxyuranus scutellatus canni). Taipanın diyetinde genellikle fareler bandicootlar gibi küçük memeliler yer alır.
Taipanların zehirleri bütün yılanlar içinde en etkili olanlardan biridir. Inland taipanın zehri ise en etkili olanıdır.[6]
Taipanın zehri kas zayıflamasına ve felce sebep olan güçlü presinaptik nörotoksiniçerir. Zehrin içeriğinde ayrıca pıhtılaşmayı engelleyerek kan kaybına sebep olan prokoagülan ve kas hücrelerinde yıkıma (rhabdomyolysis) sebep olan miyotoksin bulunur.[6]
Taipan ısırıklarının %90'ı önemli zehirlenmelerle sonuçlanır ve acil panzehir tedavisi gerektirir.
Taipanlar 2 m ile 3.6 m arasında bir uzunluğa ulaşabilirler. Kıyı taipanı solgun koyu kahve rengi ve sönük krem rengi dir, yavruların rengi daha açık olur. Papua taipanı siyah veya morumsu gridir ve sırtında bakır renkli bir çizgi bulunur.
Morfolojik, ekolojik ve davranışsal olarak pek çok açıdan Afrika'nın kara mambası(Dendroaspis polylepis) ile benzer özellikler gösterir.
Taipanlar genellikle saldırgan değildir, düşmanla olası bir karşılaşma sonrasında tahrik edilmedikleri sürece kaçmayı tercih ederler. Yılan herhangi bir tehdit hissettiğinde ön tarafını kaldırıp vücudunu "s şekline" sokar ve kuyruğunu titretmeye başlar.[1]
Taipanlar oldukça gelişmiş koku ve görme yeteneğine sahiptir. Avına çok hızlı bir şekilde saldırıp ısırarak zehir enjekte eder, zehir etkisini gösterdiği anda avını yutmaya başlar.[8]
3-Dünyanın en zehirli 3. yaratık bir deniz anasıdır.Adı ''Box Fellyfish'' dir.Zehiri bir insanı 5 dk. içinde öldürülebilir.
Hint Okyanunda yaşar.Dokunaçların boyu 3 metreyi bulabilir.
Kutu denizanası" ve "deniz yabanarısı" son derece zehirli Chironex fleckeri için ortak isimlerdir. "Deniz yabanarısı" ve "deniz stinger" bazen diğer kutu denizanası başvurmak için kullanılır Ancak, bu terimler, belirsizdir.
Kutu denizanası en gözle görülür farklılık Scyphozoan yerine kubbeli veya taç şeklinde daha, onlar şeklinde şemsiye olduğunu denizanası. Şemsiye alt bir kanat ya da içerir velarium , konsantre ve şemsiye atılan su akışını arttırır. Sonuç olarak, kutu denizanası, diğer denizanası daha hızlı hareket edebilirsiniz. Aslında, dakikada altı metre hızları kaydedilmiştir. [ 1 ]
Kutu denizanasının sinir sistemi de diğer pek çok denizanası daha fazla gelişmiştir. Özellikle, onların darbeli hareketlerini koordine şemsiye tabanı etrafında bir sinir halka sahip, bir özelliği başka, yalnızca bulunan taç denizanası . Diğer bazı denizanası basit pigment fincan var oysa Ocelli , kutu denizanası, gerçek gözlerin sahibi ile tamamlandı benzersiz retinalar , kornealar ve mercekler . Gözleri denilen kümeler onların çan dört kenarının her bulunur rhopalia . Sadece ışık ve karanlık arasında ayrım aksine bu, ışığın belirli noktaları görmek için onları sağlar.Kutu denizanası ayrıca görüntüleri oluşturan, fakat ışık ve karanlık algılamaz 20 Ocelli (basit gözler), var, bu nedenle 24 gözleri bakildi. [ 2 ] Bir kutu denizanası bilinen bir denizanası bir beyne sahip en yakın şey vardır. kaynak belirtilmeli ] Kutu denizanası aynı zamanda engel kaçınma ve hızlı yön yüzme gibi karmaşık, belki görsel güdümlü davranışlar gösterirler.[ 3 ] Testler onlar sınırlı bir belleğe sahip olduğunu göstermiştir, ve. öğrenmek için sınırlı bir yeteneği var olan kaynak belirtilmeli ] Araştırmalar göstermektedir ki , rhopalial sinir hücrelerinin sayısının ve genel düzenleme nedeniyle, görsel işleme ve entegrasyon en azından kısmen kutu jöle balık rhopalia içinde gerçekleşmesi. [ 3 ]
Bazı türler uzunluğu 3 metreye kadar ulaşabilir dokunaçlarını var. Kutu denizanası 2 kg'a kadar ağırlık olabilir.

Kaynakça: eksisozluk.com/blue-ringed-octopus--1767910?nr=true&rf=blue%20ring%20octopus
Kutu denizanası zehirli türler neredeyse tamamen tropikal sınırlı olmasına rağmen , Hint-Pasifik , kutu denizanası, çeşitli türler de dahil olmak üzere, tropikal ve subtropikal okyanuslarda yaygın olarak bulunabilir Atlantik ve doğu Pasifik'te kadar kuzeyinde gibi türler ile,Kaliforniya , Akdeniz (örneğin, Carybdea marsupialis ) [ 5 ] ve Japonya (örneğin, Chironex yamaguchii ), [ 6 ] ve kadar güney olarak Güney Afrika (örn., Carybdea branchi ) [ 7 ] ve Yeni Zelanda (örneğin, Carybdea sivickisi ). [ 8 ]
2-Dünyanın en zehirli 2. hayvanı ahtopottur.Adı ''Blue Ringed Octopus '' dur.Zehiri (Tetradotoxin) bir insanı sadece 2-3 dk'da öldürebilir.
avustralya kiyilarinda yasayan bir ahtopot turudur.ozelligi deniz ve kara hayvanlarinin en zehirli olmasidir.kiyida yasayan bu canli en fazla 30 gram agirligindadir. uzerinde yuzugu andiran halkalar, rahatsiz edildiginde elektriklenerek mavi renk alir. bunu gordgunuzde gec kalmissinizdir, coktan saldiri yapilmistir.en fazla uc dakika icinde zehir komaya sokar solunum durur,ilk uc saniye icinde gorme duyusu felctedir,kazazede kor olmustur,tek tedavisi defalarca suren kalp masajlari ve suni tenefusle oksijendir. ulkenin, tropik kuzey kiyilarinda sig suda ayakkabisiz yurumek bu yuzden cok tehlikeli olabilir.mavi çıngıraklı ahtapot, bir golf topunun boyutundadır ama zehri insanları öldürmek için yeteri kadar güçlüdür. zehiri vücutta hızla bakteri türetir ve solunumu keser. zehiri bir insanı 2 dakikada öldürür ve panzehiri hala yoktur. hapalechlaena lunulata zehiri – tetradotoxin siyanürden 10 bin defa daha zehirlidir.
vustralya´nin sydney den albany kiyilarina kadar bir kisimda yasayan bir ahtapot türüdür (hapalochlaena maculosa). cok kücük bir boyuttadir, normal bir insan eline sigacak kadar kücüktür. ancak yeryüzünde bilinen en güclü zehir kokteyllerinden birisine sahiptir. isin en adice olan kismiysa, bu hayvanin isirigi hic acitmaz, ancak bu isirikla insan vücuduna zerkedilen zehir her normal insan icin öldürücüdür.

kendi latince isminden türetilen "maculotoxin" bir zehir kokteylidir. karisimindaki bir kac zehrin aslinda birbirlerini nötrlemeleri gerekirken, bilinmeyen bir sebepten dolayi, bu etkiyi yapmamakta, hep birlikte cok güclü ve öldürücü bir zehir seklinde etki yapmaktadirlar. karisimin kompleksitesinden dolayi, henüz maculotoxic coctail´e bir panzehir gelistirilememistir. yalniz zehir bir "sinir" zehridir "neurotoxic" tir, sonucta bu zehri vücuduna almis bir hasta birkac dakika icerisinde solunumu durdugu icin, bogulmak suretiyle ölebilmektedir. hasta, en kisa sürede bir hastaneye götürülmeli ve zehir etkisini kaybedene kadar sunni solunum cihazina baglanmalidir, ayni sekilde, kalp durmasina da sebep oldugundan, hasta kalp sokuna da ihtiyac duyabilmektedir.

hapalochlaena maculosa genellikle cok utangac bir hayvandir, insan gibi varliklardan normal sartlarda kacar. yalniz mavi halkalari cok güzeldirler. kendisine dogru bir hamle yapilmadigi sürece bir insani isirdigi görülmemistir. ya da yanlislikla üstüne falan basman lazim. hapalochlaena nin bu maculotoxic coctail zehri nasil ürettigi bile bilinmemektedir. laboratuar´lar da yapilan testler de bu hayvanin cok merakli oldugu oldugu, en az bir fare kadar "intelligence" sahibi oldugu, ögrenme kabiliyetine sahip oldugu, cok iyi derece de görme yetenegi oldugu, renkleri muazzam bir bicimde birbirinden ayirt edebildigi anlasilmistir, meraki yüzünden, insanlarin bulundugu yerlere gitmek gibi bir huyu vardir. bu yüzden insanlarla karsilasma ihtimali yüksek bir yaratiktir.
1-O kimseyi ısırmaz o kimseyi sokmaz.Ama onun zehiri(Batrachotoxin) bilinen en etkili zehirden bile 250 kat daha güçlüdür.Zehri onun tüm vücudunu kaplamıştır.
Onu elledeğiniz anda felç geçirebilirsiniz.Eğer onu kazara yutarsanız,ölüm sizi 1 dakikadan daha kısa sürede yakalar.Adı''Dort Posion Frog'' dur.Kolombiya'da yaşar.Tüm vücudu zehirle kaplıdır.Boyu 2 cmdir.
Eğer ona dokunursanız 400 farklı zehir cildinize yayılır.
Zehirli ok kurbağası (Dendrobatidea), Anura (kurbağalar) takımının Orta ve Güney Amerika’da yaşayan bir familyası. 175 kadar mevcut keşfedilmiş türü bulunmaktadır. Dünyanın en zehirli hayvanlarıdır. Bir insan onlara dokunduğunda felç olabilir. Kendisini takip eden mavi halkalı ahtapotun zehri siyanürden 10.000 kat daha güçlü olmasına karşın, Zehirli ok kurbağasını yakalayamamıştır. Bu kurbağayı yutan bir insan 1 dakikadan az bir sürede yaşamını yitirir. Batrakotoksin (Batrachotoxin) denilen zehri bilinen en etkili zehirden bile 250 kat güçlüdür. Boyu yalnızca 2,5 cm olmasına rağmen, bir insan ona dokunduğu anda vücuduna 400 farklı alkali zehir yayılmaya başlar. Zehir kana karışırsa 1 dakika içerisinde öldürebilir. Derisindeki zehir 30.000 fareya da 150 insanı öldürebilecek güçtedir. Bilimadamları bu zehri bir sinek ve karıncatürünü yemesi nedeniyle derisindeki keselerde ürettiğini keşfetmişlerdir.
İslam dinin en zehirli hayvanları ve Dünyanın en zehirli hayvanlarını izleyelim



Viedomuz:



BAŞKA TEHLİKELİ HAYVANLAR

SİVRİSiNEK

İsviçre'de ortaya çıkan ölümcül sivrisinek türü, 1400 kilometrelik alana yayıldı. Batı Nil virüsü hastalıklarını yayabilen sivrisinekler tehlike saçıyor..

İsviçre'de ölümcül Batı Nil virüsü taşıyıcısı olarak bilinen bir sivrisinek türü ortaya çıktı.

İsviçre Üniversitesi'nden araştırmacılar Asya kayalık havuz sivrisineği adı verilen ve Orta Avrupa'da ilk kez rastlanan bu türün, İsviçre'nin iç kesimindeki 1400 kilometrekarelik bir alana yayıldığının belirlendiğini belirtti.

Parazit uzmanı Alexander Mathis, bugün yaptığı açıklamada, test edilen 3500 alandan 122'sinde bu sivrisinek türünün larvalarına rastlandığını söyledi. Mathis bu sonucun bu türün bölgede tutunduğunu ve yayıldığını gösterdiği uyarısında bulundu.

ABD Hastalık Kontrol Merkezlerinden yapılan açıklamada, laboratuvar araştırmalarının, asıl vatanı Japonya, Kore ve Çin olan bu sivrisinek türünün Japon ensafaliti ve Batı Nil virüsü hastalıklarını yayabildiğini gösterdiğine dikkati çekiyor.

Kuzey Amerika'da da rastlanan Asya kayalık havuz sivrisineği, daha önce Fransa ve Belçika'da da görülmüştü.Sıtma parazitleri taşıyan sivrisinekler, her yıl iki milyon kişinin ölümüne yol açıyor.
http://www.internethaber.com/olumcul-sivrisinekler-ortaya-cikti-205324h.htm

Asya Kobrası

Kobra yılanı en zehirli hayvan olmamasına karşın, Hindistan'da her yıl yılan sokmasının neden olduğu 50 bin ölümün büyük bölümünden Asya kobrası sorumlu tutuluyor.

KobraElapidae familyasında yer alan çeşitli yılan türlerinin ortak adı. Genelde AsyaAvustralya ve Afrika'nın çöllerinde ve tropik bölgelerinde yaşarlar.

Kobralar aslında sağırdır. Flüt çalsanız dans etmez. O sadece flütün hareketlerinden dans eder.
Kobranın uzunluğu genellikle 1,2 metre ile 5,8 metre arasında değişir. Zehirli dişleri öndedir. Zehri sinir sistemine yöneliktir ve genellikle felç edicidir. Mısır kraliçesiKleopatra'nın kendini bir kobraya sokturarak intihar ettiği rivayet edilir. Kobra kızgınlık anında boynunu şişirebilme özelliğine sahiptir. Bu rakibinin ya da avcısının gözünde daha büyük gözükmek için geliştirdiği bir savunma yöntemidir. Kobralar, başlarını yukarıda tutarak ürkütme ve saldırı pozisyonuna geçmeleriyle ünlüdürler.
Asya'da, Afrika ve Arabistan'da yaşayan çöl kobrası (Walterinnsa eagyptia) çok zehirlidir. Türkiye'de bulunmayan yılan türlerindendir. Boyu ortalama 1,2 metre olurken bazen 2 metreye de çıkabilir. Kral kobra türü ve Hint fakirlerinin oynattığı gözlüklü yılanen çok bilinen kobra türleridir.
Dans eden kobra
 Wikimedia Commons'ta Kobra ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kobra



Büyük Beyaz Köpekbalığı

Harharyas olarak da bilinen büyük beyaz köpekbalığının boyu 6 metreye, ağırlığı 1.7 tona kadar ulaşabiliyor. Harharyas saldırılarında her yıl 30 ile 100 arasında insan ölüyor.


Boyu 6 (nadiren 7) metreye ağırlığı 1.7 tona kadar ulaşabilen bu köpek balığı, bütün dünyadaki ılıman sularda, dolayısı ile Türkiye'nin AkdenizEge ve Marmara kıyılarında bulunur. Bazı kaynaklarda, Karadeniz'de de bulunduğu belirtilir.
Büyük beyaz köpek balığının Akdeniz havzasındaki temel besinleri, orkinos balıklarıdır. Ancak orkinos balıklarının neslinin azalması sonucu yunuslar ile beslenmeye ağırlık verdikleri tahmin edilmektedir. Balina, yunus, diğer köpek balığı türleri, deniz kunduzları, foklar, penguenler, tuna balığı en favori yiyeceklerindendir. Avına alttan yaklaşarak öldürücü vuruşunu yaparkende avını ısırarak uzaklaşır. Avının kan kaybından ölmesini bekledikten sonra avını yer. diğer köpek balıkları gibi çiğneme yeteneği yoktur avını parça parça kopartarak ya da tüm olarak yutar. Büyük beyaz köpek balığının yediği büyük bir av onu 1-2 ay idare edebilir.
Türkiye karasularında en son kaydedilen iki birey, 5 temmuz 2008 tarihinde Edremit Körfezi'nde yakalanmıştır. İhtiyoloji Araştırmaları Topluluğu tarafından incelenen her iki bireyin de yavru olması ve bir tanesinin yeni doğmuş olması, yavruların Kuzey Ege sularında doğduğuna dair ipucu vermiştir. Çoğu filmde katil köpek balığı diye anılır ama dünya rekorlarına en uzun süre mesafe yol kat eden köpek balığı olan nicole Afrika açıklarından başlayarak 3 ayda Avusturalya'ya mercan resifine gidip gelerek rekor kırmıştır.

Büyük beyaz köpek balığının oldukça kuvvetli çenesi vardır.
Çenelerinde 3000'e yakın kesici diş birkaç sıra halinde bulunur. ilk iki sıra ısırma ve kopartma için kullanılırken arka sıralar besini daha küçük parçalara ayırmak için kullanılır. Yassı üçgen biçimli kesici dişler kırılma kopma gibi durumlarda yeniden çıkar.Üremeleri ovonipardır. yani yumurtlarlar ancak yumurta dişi bireyin karnında büyür gelişir ve yumurtadan çıkar. Ortalama 2-14 adet yavrularlar. Büyük beyaz köpek balığı diğer köpek balıkları gibi koku almada çok hassastır. 100 litre suda tek bir kan damlasının kokusunu farkedebilir. Elektriksel yük değişimlerine karşı oldukça hassaslardır. 0.005 mikrovoltluk değişimleri farkedebilirler. Avının atan kalbinin ya da solungaçlarının yaydğı elektriği farkedecek kadar hassastırlar. Esir ortamına alışık değillerdir. Tutsak olarak fazla uzun ömürlü olmadıkları görülmüştür.Büyük beyaz köpekbalıklarının çoğu filmlerde (özellikle jaws) korkunç yaratıklar olarak tanıtılması nedeniyle çok avlanmış ve soyları tükenme tehlikesine gelmiştir.Bir büyük beyaz saldırısının arı sokmasından daha az gerçekleştiği saptanmıştır ve bilinen ilk köpekbalığı saldırısı 1916 new jersey sahilerinde yaşanmıştır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BCy%C3%BCk_beyaz_k%C3%B6pek_bal%C4%B1%C4%9F%C4%B1

Afrika Aslanı

Savanların en büyük yırtıcısı, dünyanın en büyük dört kedi türünden biri olan Afrika aslanı, Tanzanya'da her yıl yaklaşık 70 kişiyi öldürüyor, Afrika'da ise yılda 250 kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor.
Afrika aslanı, dünyanın en büyük dört kedisinden (kaplan, aslan, jaguar, leopar) biridir. Erkek Afrika aslanı ortalama 250kg'dır. Kaydedilmiş en ağır aslan 1970 yılında İngiltere'deki Colchester Zoo adlı hayvanat bahçesindeki Simba adlı aslandır. Ağırlığı 435 kg olarak kaydedilmiştir. Dişiler ise ortalama 150 kg'mı bulabilir. Postu kahverengimsi sarıdır. Erkeğin yelesi kahverengimsi sarıdan siyaha kadar değişir. Geniş alınlı, güçlü çeneli, uzayıp çekilebilen tırnaklı, sarımtırak kısa ve yatık tüylüdür. Kuyruğunun ucu püsküllüdür. Erkek aslanın başının etrafı uzun ve güzel bir yele ile süslüdür. Omuzlarının üzerine kadar dağılan bu perçem, kızdığı zaman kabarır. Pençelerinin büyük olması, yere sağlam basmasını sağlar. Aslanlar birbirleriyle bölgeleri için kavga eder. Genellikle bu ölümle sonuçlanabilir. Aslanların pençeleri ve dişleri çok keskindir. Bir insanı bir vuruşta öldürebilir veya yaralayabilir. Genellikle Afrika kıtasında yaşamlarını sürdürürler.Aslanlar dünya üzerinde yaşayan kedi türleri içinde en sosyal cinstir. Diğer tüm kedi cinsleri antisosyal olup yalnız yaşamayı tercih ederken aslanlar büyük gruplar oluşturan tek kedi cinsidir. Grup oluşturmalarının en büyük sebebi kendilerinden çok hızlı olan avlarını grupsal pusu kurarak yakalamak olduğu bazı bilim dünyasınca öne sürülmektedir.
Yaklaşık 10 bin yıl önce aslanlar Kuzey AmerikaGüney AmerikaAvrupaAsya veAfrika olmak üzere 5 kıtada yaygın haldeydiler. Bugün ise Amerika kıtasının tamamında, Asya kıtasının Hindistan hariç her yerinde, Avrupa’nın tamamında ve Afrikakıtasının bir bölümünde nesilleri tamamen tükenmiş halde. Bugün Afrika aslanı alt türü, aslan türünün en kalabalık ırkını teşkil ediyor. Vahşi doğada Afrika aslanı, sadece Afrika kıtasının bazı bölümlerinde bulunur. Sahra Çölü’nün güney bölgelerinde, Orta Afrika’nın yaklaşık yarısında, Doğu Afrika’da ve Güney Afrika’nın küçük bir bölümünde yaşamaktadır.
Savunmada ve av sırasında birleşen aslanlar, avlarını kovalar ya da pusuya düşürür. Genellikle gece avlanırlar. Av esnasında genellikle kükremezler. Fakat avı kovalarken birbirleriyle bağlantıyı sürdürmek için homurdandıkları olur.Buldukları taktirde leş yemekten de geri durmazlar. Aslanlarda av paylaşımı hiyerarşik bir düzende olur. Avdan ilk olarak yararlanma ayrıcalığı erkek aslandadır fakat sürünün erkek aslanı av mahalinde mevcudiyet gösterene kadar avı yere düşüren dişiler öncelikli faydalanır. Avlanan hayvan antilop ya da bufalo yavrusu gibi küçük veya ortaboy av ise avlanma esnasında takımdan ayrı düşmüş daha yaşlı aslanların avın düşürüldüğü noktaya daha çabuk ulaşan diğerlerinin sırasını bekledikleri gözlemlenmiştir. Ortalama bir Afrika aslanının hızı saatte 55 km’yi bulabilir. Ancak bu hızını yalnızca kısa bir süre devam ettirebilir. Hız almadan 2 m yüksekliğe zıplayıp, 8 metre uzaklığa atlayabilir. Erkek aslanlar dişilerden daha ağırdır.Aslanlar etçildirler.
Afrika Aslanları 2 yaşında çiftleşmeye başlarlar. Fakat tam olgunluğa 5 yaşında erişir. Erkekler poligamdır, yani birden fazla eşleri vardır. Çiftleşme sırasında ve öncesinde erkek sürekli kükrer. İşe karışan erkeklerle kavga edebilir. Gebelik süresi 105-112 gün arasında değişir. Dişi bir doğuruşunda 2-5 arası yavru dünyaya getirir. Yeni doğan yavrular kördür. Ayrıca kürkleri de beneklidir. Gözleri doğumdan 6 gün sonra açılır. Dişi, 3 aylıkken yavruları sütten keser ve onları avlanma dersleri vermeye başlar. Bir yaşındaki yavrular bunu kendileri başarırlar. Yavrular arasındaki ölüm oranı fazladır. Bunun nedeni yavruların en son beslenmesidir. Bu yüzden yavrularda vitamin eksikliği görülür. Fakat bu doğal bir nüfus kontrol yöntemidir. Böyle durumlarda da dişiler yavruları ölümden kurtarmak için avlanır ve önce yavrularını beslerler. ve sonra kendilerinden ayrılana dek yavrularına bakarlar.....
Afrika aslanı, fundalarda, gövde yaparak onları sıcaktan koruyan ağaçların olduğu yerlerde, sazlıklarda yaşarlar. Açık toprakları severler. Kedigiller familyasının tek sosyal türüdürler. Sayısı 20 kadar olan sürüler halinde yaşarlar. Çok büyük sürüler 30 üyeyi barındırabilir. Grubu bir erkek aslan ya da birden fazla erkeğin oluşturduğu bir koalisyon yönetir. Genelde geceleri aktiftirler. Gündüzleri ise tembel bir kediden farkları yoktur. Gölgelik yerlere uzanır ve serinlemeye çalışırlar. Afrika'da Serengeti Milli Parkındaki aslanlar günde 20 [1] saat uyur. Bir aslanın ömrü genellikle 20-25 yıl arasında değişir. İyi şartlarda yaşayan ve beslenen bir aslan 30 yıl yaşayabilir.
Aslanların doğal düşmanı azdır. Av esnasında zebralar sert bir çifte atarak aslanın dişlerini, kemiklerini kırabilirler. Bu durumda aslan sakat kalabilir, küçük kemirgenlerle beslenmek zorunda kalır. Ayrıca gnubeyaz antilopafrika mandası gibi güçlü boynuzları olan avlarından ağır bir boynuz yarası alabilirler. Bu yara onları doğrudan öldürebilir ya da enfeksiyon kapmalarına neden olur. Yani her iki durumda da aslanın hayatı tehlikeye girer. Ya da avlarını almak isteyen benekli sırtlanlar onlar için tehlike arz edebilir. Ayrıca bazen ağaca tırmanan bir aslan inerken sivri dallara takılarak can verebilir. Hayati tehlike arzeden insanlar ve timsahlar olmak üzere sadece iki doğal düşmanı bulunur. Timsahlar sudan uzak düşürüldüklerinde aslanların kolaylıkla altedebileceği hasımlarıdır. . Aslanların insan ile ilişkisi ise aslanlar için çok daha kritik bir seyir izlemektedir. Daha iki yüzyıl önce Anadolu'dan Hindistan yarımadasına kadar geniş alanlarda bulunan Asya aslanı bugün sadece Hindistan yarımadasında Hindistan devletinin koruması altına alınmış bir bölge içerisinde varlığını sürdürmektedir. Afrika aslanı korumaya alınmış bir tür olmasına karşın günümüzde Afrika aslanı için en büyük tehlike insanlarca avlanması değil, yaşam alanının insan tarafından bozulmasıdır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Aslan

Avustralya Tuzlu Su Timsahı

Dünyanın en uzun sürüngeni olan Avustralya tuzlu su timsahının boyu 7 metreyi geçebiliyor. Daha çok pusu kurarak avlanan tuzlu su timsahlarının saldırılarında her yıl binden fazla kişi ölüyor.
Uzunlukları 4 ile 5,1 m arasında değişebilir. Oldukça yaşlı erkekler 6 m ve üstüne çıkabilmektedirler. Dişiler ise erkeklerden daha küçüktür. Vücut uzunlukları 2,1 - 3,5 m arasında değişir. Kaydedilen en büyük dişi 4,2 m uzunluğa sahiptir. Ağırlıkları ise 450 kg civarındadır.

Şu ana kadar ölçülmüş en büyük birey 7,2 m uzunluğa sahiptir. Ağırlığının ise ölçümler sonucunda 1,2 ton olduğu görüldü. Fotoğrafı çekilen bir tümsahın kafatası gerçek ölçülere çevrilmeye çalışıldı ve bu bireyin 7,6 m olduğu tahmin edildi fakat ölçüm yapılamadığı için bu kanıtlanamadı. Kafatasının uzunluğuna bakılarak bir timsahın uzunluğu ölçülebilmektedir. Tabii ki yaklaşık olmak kuşulu ile. Çünkü araştırmalar özellikle Crocodylus cinsi timsahların vücut uzunluğunun kafatasının 8 katından biraz daha büyük olduğunu gösterdi.
Okyanusya'da bulunan bu timsah türü geniş bir besin yelpazesine sahiptir. Daha çok pusu kurarak avlanır. Buna rağmen hızlı bir avcıdır. Suda saatte 15-18 mil (24-27 km) hızla ilerleyebilir. Bir süper avcı olan tuzlu su timsahı, böceklerden amfibilere, diğersürüngenlerden balıklara kadar her şeyi avlayabilir. Maymunkanguruyaban domuzu,kertenkeledingokuş türlerisu bufalosugaurköpekbalığı, hatta insan avladığı canlılara örnektir. Sığırat, su bufalosu ve gaur ise daha çok iri erkeklerin hedefirdir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Tuzlu_su_timsah%C4%B1

Fil

Ortalama ağırlığı 16 ton olan filler, ezerek ve dişiyle darbe indirerek her yıl 600 kadar insanın ölümüne neden oluyor.
Filhortumlular takımının filgiller (Elephantidae) familyasını oluşturan memeli birhayvandır. Geleneksel olarak Asya fili (Elephas maximus) ve Afrika fili (Loxodonta africana) olmak üzere iki türü tanınır; ancak bazı kanıtlara dayanarak Afrika savan fili(L. africana) ile Afrika orman filinin (L. cyclotis) iki ayrı tür olduğu öne sürülür. Filler,Sahra altı Afrika ile Güney ve Güneydoğu Asya'da bulunur. İçinde mamutlar vemastodonlar gibi soyu tükenmiş türleri de barındıran hortumlular takımında günümüzde de soyunu sürdüren bir tek filler kalmıştır. Karada yaşayan en büyük hayvan olan Afrika filinin erkeği 4 m boya ve 7.000 kg ağırlığa ulaşabilir. Bu hayvanların dikkat çekici ve ayırt edici bazı özellikleri vardır. Bunların arasında, nesneleri yakalamak gibi çeşitli amaçlar için kullanılan uzun hortumlar başta gelir. Çok uzun ve sivri olan kesici dişlerini nesneleri taşımak, yeri kazmak için kullanırlar. Fildişinin kaynağı olan bu kesici dişler aynı zamanda dövüşürken silah olarak da kullanılır. Filin büyük ve geniş kulakları vücut ısısını kontrol etmeye yarar. Afrika fillerinin kulakları daha büyük olur ve sırtları içbükeydir. Asya fillerinin ise kulakları daha küçük olur ve sırtları dışbükey ya da düzdür.
Otçul olan filler; savanormançöl ve bataklık gibi doğal yaşam alanlarında bulunurlar. Genellikle su kenarlarında kalmayı tercih ederler. Çevrelerinde bıraktıkları etki yüzündenkilittaşı türlerden biri sayılırlar. Diğer hayvanlar fillerden uzak durur ve aslankaplan,sırtlan ile yabani köpekler gibi yırtıcılar yalnızca yavru fillere saldırır. Dişi filler, genellikle bir dişi ve yavruları ya da akraba dişiler ve yavrularından oluşan aile grupları hâlinde yaşarlar. Birkaç dişi ve yavrularından oluşan grubun lideri en yaşlı dişidir. Fillerin oluşturduğu aile grupları zaman zaman bir araya gelerek daha büyük topluluklar oluşturabilir. Ergenliğe ulaşan erkek filler aile gruplarını terk eder veya yalnız ya da diğer erkek fillerle birlikte bir grup oluşturabilirler. Erişkin erkekler çiftleşmek için eş aradıklarında aile grupları ile bir araya gelir. Testosteron salgılanmasının arttığı ve aşırı saldırgan davranışların görüldüğü mest adı verilen durum erkek fillerin baskın olmalarına olanak verir ve üreme başarısını artırır. Aile gruplarında ilgi odağı yavru fillerdir ve anneleri tarafından üç yıl kadar bakılırlar. Filler doğal ortamlarında 70 yıl kadar yaşar. Dokunma, görme ve işitme yolu ile iletişim kurarlar. Uzun mesafelerde, filler insanın duyamayacağı kadar düşük frekanslı sesler ve sismik iletişim yolu ile haberleşir. Fillerin zekâ düzeyi primatlar ve balinalar ile kıyaslanır. Kendilerinin farkında oldukları ve kendi cinslerinden ölmekte olan ya da ölmüş hayvanlara karşı empati gösterdikleri gözlemlenmektedir.
Afrika filleri Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından soyunun tükenme riski yüksek olan hassas türler arasında listelenirken, Asya filleri soyunun tükenme riski çok yüksek olan tehlikedeki türler arasında listelenmiştir. Fil popülasyonları için en büyük tehditlerden birisi kaçak olarak avlanan hayvanların dişleri ile yapılan fildişi ticaretidir. Diğer tehditler arasında doğal yaşam alanı kaybı ve yerel halk ile olan çıkar çatışmaları sayılabilir. Filler, Asya'da yük hayvanı olarak kullanılmaktadır. Geçmişte savaşlarda da kullanılan filler günümüzde hayvanat bahçeleri ve sirklerin üyelerindendir. Çok kolay tanınabilen filler sanat, folklor, din, edebiyat ve popüler kültür alanlarında sıklıkla kullanılmıştır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Fil

Kutup Ayısı

Kuzey Kutup bölgesinin karlı sahillerinde, buzullar üzerinde yaşayan kutup ayıları, yavrularını korumak için her çabayı sarf ediyor ve bir tehdit hissettiğinde derhal saldırıya geçiyor.
Kutup ayısı (Ursus maritimus) aynı zamanda beyaz ayı, ya da deniz ayısıayıgiller (Ursidae) familyasından soğuk kuzey kutup bölgesinin karlı sahillerinde ve buzullar üzerinde yaşayan ayı türüdür. Yaşamakta olan en büyük kara etoburudur (boz ayı daha büyüktür ama bir karnivor değil omnivor sayılmaktadır) ve bulunduğu ortamdaki süper yırtıcıdır. Yaşadığı çevreye çok iyi uyum sağlamıştır. Kalın kürkü onu soğuktan korur, beyaz görünümü avlarından saklar. Kutup ayısı hem karada, hem denizde, hem buzda, hem de su içinde rahatlıkla avlanır.
En çok balık ve foklarla beslenir. Aç kaldığı zamanlarda yüzen buz parçaları üzerine binip kilometrelerce uzaklara giderek besin arar. Fok balıklarının buz tabakasındaki soluk alma deliklerinde pusuya yatar
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kutup_ay%C4%B1s%C4%B1

Afrika Mandası

Yaklaşık 2 metre boya ve 900 kilograma ulaşan Afrika mandaları, korumacı tavırları nedeniyle her yıl diğer saldırgan hayvanlara oranla daha çok insan ölümüne yol açıyor.
Afrika mandası (Syncerus cafferBovidae familyasından boynuzlu bir hayvandır.
Bu hayvan 1,7 metre boya ve 3,4 metre ene ulaşır. Savanada yaşayan mandaların erkeği 500-900 kg, ve erkeklerdişilerden daha büyük olabilir. Ormanda yaşayan mandalar onun sadece yarısı kadardır. Afrika mandası daha büyük olan Asya mandasıile o kadar yakın akraba değildir, ama aynı atadan gelirler. Savunmacı doğası yüzünden insanlara tehlike oluştururlar ve bu yüzden Asyalı akrabsının aksine hiç ehlileştirilememiştir.
İşte bu yüzden Afrika mandası Afrika'nın beş büyükleri listesinde 1. sıradadır.

Kaplan Semender

Parlak nemli derilerinde mukus bezleri vardır. Bazılarında deri tarafından zehir salgılanır. Bu özellik onların düşmanları tarafından yenmesini önler.
Tür Hakkında Genel Bilgi: Latince adı Ambystoma tigrinum olan kaplan semenderler oldukça popüler ev hayvanlarıdır. Büyük, uzun yaşayan (yaklaşık 25 sene) ve oldukça evcilleşebilen hayvanlardır. Fakat ne kadar evcilleşirse evcilleşsinler elinize almanız narin derilerine zarar verecektir. Kuzey Amerika'da pek çok bölgede yayılan bu hayvanların yaşam alanları tehlikeye girmektedir. 

Ana rengi siyah üzerinde sarı noktalar ve çizgiler olmakla beraber bazı varyasyonlarında değişik desenlere rastlanmaktadır. Bazı varyasyonlar ise ilginç olarak erken doğup, hiç bir zaman metamorfoza uğramaz ve büyüdüğünde de suya bağlı bir yaşam geçirir. Bu tip varyasyonlar su köpekleri olarak satılmaktadır. 

Evi: 15 cm derinliğinde içinde saklanabileceği kayaları bulunan bir akvaryum hazırlanmalıdır. Küçükken solungacıyla tamamen suya bağlı bir yaşam sürer. Büyüyüp metamorfoz geçiriken (aylar hatta seneler alabilir) solungaçlarını kaybeder ve sudan çıkar. Bu süreden sonra su seviyesi düşürülüp Karasal Tank biçimine geçilebilir. Taban malzemesi olarak kazılabilecek bir malzeme kullanılamlıdır (yani çakıl olmaz). Toprak, turba vb. koyulabilir. Bununla birlikte tank; kayalar, bitkiler ve toprak testilerle dekore edilmelidir. Sıcaklık 18-21 derece olmalıdır. 22 dereceyi geçmemelidir. Geniş ama 3-5 cm'den derin olmayan bir su çukuru yapılmalıdır. Semenderler fazla atık üretir ve sık temizlik isterler. Asla stabil temizlenmeyecek bir ortam kuracağınızı düşünmeyin. 

Akvaryumun camları ıslak olmamalı, taban nemli olmalıdır. Malzemelerini temizlerken kesinlikle sabun, çamaşır suyu benzeri kimyasal kullanmayınız. Dezenfekte etmeniz gereken bir şey varsa kaynar su ile yapınız, derileri tahmin edebileceğinizden çok daha hassastır. 

Işıklandırma: UV ışıklandırmaya gerek duymazlar, mümkünse zamanlayıcıya bağlanmış akkor lamba ile karanlık-aydınlık gün ışığı simülasyonu sağlayınız. 

Beslenme: Semenderler bayağı iştahlı canlılardır, fazla beslerseniz obez olurlar. Suya bağımlıyken artemia, su piresi, küçük balıklar, böcekler gibi küçük omurgasızları yerler. Büyüdüklerinde ise solucanları, cırcırböceklerini ve ilaçlı alanlarda bulunmamış diğer böcekleri büyük bir iştahla elinizden kaparlar.

Semenderlere çok zorunlu olmadıkça dokunmayınız. elinizdeki yağ ve asitler derisine oldukça zarar verir. Dokunmak zorunda kalırsanz elinizi iyice yıkayıp, iyice durulayıp kuruttuktan sonra, semenderi sadece bir noktadan değil, mümkün olduğu kadarıyla kuvveti fazla noktaya yayacak şekilde tutunalın.

Semenderler doğadaki utangıçlıklarını atıp sizi tanıdıktan sonra, her akvaryuma yaklaşınızda size gelecek ve aç gözlerle sizden yemek bekleyecektir. Sadece çok yönlü beslenilmek ve akvaryumunun temiz tutulmasını isteyen, eğlenceli ve çok şirin canlılarıdır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Afrika_mandas%C4%B1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder